Pazar, Temmuz 09, 2006

Pazara Gidelim...




Bir semti keşfetmenin en keyifli yanı pazarlar. Cok seviyorum pazara gitmeyi, koklamayı, alısveris yapan semtimin sakinlerini ufaktan ufaktan gozlemlemeyi...

Bir kere benim bildigim pazar dedigin en gec sabah 9 da kurulmus olur. Burada oyle degil...gittigimizde saat 10' du ve hala acilmamis tezgahlar vardi. Sakin ve sessizdi. Sakin olmasi hosuma gitti cunku huyum geregi tum pazarı turladiktan sonra ne alacagima ve hangi pazarcidan alisveris yapacagima karar vermis oluyorum.

Ben kendim secmeyi severim pazarda. Ancak gozlemim o ki kimse buna pek yanasmiyor. Pazarcilar secme istegime hep olumlu tepki verdiler. Sectirmeyenden de ben almadim.

Pazar gezme huyum gittigim ulkelerde de su yuzune cikiyor. Firsat buldugum anda atiyorum kendimi "marketplace" lere :) "Turistik" olmayan mekanlarda dolaşmanın keyfine, mis gibi kokular eşlik ediyor o zaman...

Not: Oya Hanım hakli..Moleskine defterini daha yakindan inceleyince "deri" olmadigi anlaşildi. Ayrica, Taksim Mephisto'da gordum aynısından...

Bir Soru: Antalyada hep bulunan buyuk yaprakli fesleğen ekmek istiyorum bir saksiya...Minik yapraklilar bana gore degil. Pazardan aldigim bir demet fesleğende minik tohumlar var..Onları eksem olur mu ? Biliyorsaniz yazar misiniz?

Çarşamba, Temmuz 05, 2006

Tembel Blogger


Çok tembelim biliyorum...Çok ihmal ettim sevgili blogumu. Marttan bu yana neler yaptigimi yazayim once...

- Biri kucuk biri buyuk olmak uzere iki kez iş nedeni ile yurtdışına çıktım. Küçük olan 1 hafta, büyük olan 15 gün sürdü. İş gezilerinin ön hazırlıkları ve sonrasında takip raporları derken,

- Evimi tasidim. Bence dünyanın en zor seyi tasinmak. Bir taraftan da guzel. Evdeki hersey elden gecti, tamir edildi. Uzun zamadır bekleyenler ihtiyaç sahiplerine verildi. Geri kalanlar çöpü boyladi. İhtiyacımız varmıs boyle bir degisikliğe. Cebimizde bizde bir hayli hafifledik :)

Yeni mutfagim eskisine nazaran oldukça buyuk. Heves işte, penceremin onune pespembe bir sarduya bile kondurdum. Kullanmadigim her turlu tabak canak cikti meydana. İcimiz acilsin guzel sofralar kurabilelim diye.

Bu mutfak geniş olmasina ragmen firinli ocagimi koyacak yeri yoktu. Zaten memnun olmadigim icin buyuk bir keyifle balkona transfer ettim kendisini. Simdi midi boy bir firinim bir de bulaşık makinasi ustu ocağim var.

Hevesle mutfak anlatiyorum sanirim eski evimdeki mutfagimdan cook daralmisim. Simdi canim mutfagimdan cikmak istemiyor :))

Yaz mevsimin iç acici olmayan taraflari da var elbette. Halam ne yazik ki agir hasta. O kadar duskunuzdur ki birbirimize onu boyle gormek mutsuz ediyor beni. Aslinda goruyor da sayilmam...Ailemin hatiri sayilir bir kismi ile aramizda 750 km var...En yakin dostlarimdan bir tanesinin annesi ciddi bir hastaliga tutuldu ve ameliyat oldu. Elimizden bir sey gelmiyor ne yazik ki.

Haberler boyle...

Not: Penceremdeki pembelerin resmi gelene kadar nefis kırmızılar acsin icimizi...